Kötü güçler her yerde kol gezmekte... Muhteşem güçlere sahip 7 koruyucu bile bu kötü güçlere karşı mücadele etmekte zorluk yaşar.

"-Senin özelliğin ne? +Ben zenginim."

Geçmişteki Adalet Birliği serilerinden sonra 2001 yapımı bu serinin, büyük animasyonlu süper kahraman serilerinin en iyisi olduğuna hiç şüphe yok. Başlangıçta kameraya doğru slow motion'da yürüyen bir kahraman görseli her ne kadar kibirli, kasvetli ve narsist bir görünüme sahip de olsa eminim bu şekilde tasvir edilmiş olmaları, bizlere iyi ve bir o kadar güvende hissettiriyor. Yazıları ve karakterizasyonuyla yapım biçiminde nadiren görmeye alışık olduğumuz derinliklere ve felsefeye yol açar. Özellikle serinin en ünlü yazarı Dwayne McDuffie'nin elinde güvende hissettirir. Örneğin Yeşil Fener ve Şahin Kız arasındaki duygusal bağ ve gerginlik, ikinci seride sevgi dolu bir aşkın içine çekiyor izleyicileri. Daha zayıf hikayelerde ise bu tür bir detay sadece gerekli olduğunda ortaya çıkar ve bir süre sonra unutulurdu.

Sezonun sonlarına doğru gözümüze iki zayıf hikaye parçası çarpıyor. Aslında ilk 3 seri bizler için konforlu bir seyir keyfi sunarken ve dizinin geri kalanının şematik bir bayram hediyesi etkisi yaratmasını beklerken bu iki zayıf parçayı hazmetmek, bizler için biraz zaman alacak gibi duruyor.

"Aslında öncülerine bakacak olursak eleştirilecek bir sürü detay var."

3. sezonun "sınırsız" kelimesinin başlığı sayısız olarak eklenmesi aynı standart artık uygulanmamaktadır. Bozulmanın nedenlerini şu şekilde sıralayabilirim:

1- Birçoğu isimleri hiçbir zaman verilmeyen, çok sayıda sivil personelin de dahil olduğu karakterlerin aşırılığı.

2- Çok sayıda ikinci sınıf süper kahraman yaratma ve etrafta dolaşan, ne özelliğe sahip olduğundan bir haber olduğumuz ilginç figürlerin olması. Bu durum her zamanki gibi Superman ve Batman ismini ön plana çıkarıyor.

3- Tutkumuzun ikinci plana atılması.

4- Kadın kahramanların agresif bir görüntüye sahip olması. Şahin Kız, Siyah Kanarya, Süper Kız ve Cadaloz'u nadiren gülerken ve eğlenirken görürüz. Belki de hepsi Superman'e karşı marjinal bir duygu beslemekte ve paylaşamamaktadırlar. İster istemez bu durum negatif bir ortam yaratmış olabilir.

Küçükken okuduğumuz klasik çizgi romanlara benzemeyen ve çizim tekniği algımızı desteklemeyen bir formata sahip olsa da şimdiki gençler böyle bir şey istiyor galiba. İzlediğimiz bölümlerde "Adalet Takımı" ya da "Adalet Taburu", çoğu zaman etrafı kuşatan kaos ve kötülüğe karşı istilacıların tahribatının önüne geçmeye çalışır. Aslında karakterler arasındaki iletişim-iletişimsizlik, görünen-görünmeyen güç dengeleri ve içten içe belli olan kopmalar süper kahraman profilinden çok bir insan profili sunmaktadır.

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Facebook Yorumları