Kasvetli görüntüler ve özel performanslar, bazen aşırı olgunlaşan hikayeleri aşar.
Emine'nin suçu ne?
Bir Jandarma arabası, hiçbir yerin ortasındaki bir dağ yolunda bozulur. Küçük taş evlerin sıvasız görüntüleri tarafından gölgede kalmış bir görüntü fark ederiz. Siyah çarşaf giyinen bir kadın, özellikle hızlı adımlarında ısrar etmekte. 'Bu köyde henüz duymadığımız bir şeyler var,' gibi bir his yaratmaktadır.
Refik Halit Karay'ın aynı adlı öyküsünden uyarlanan Yatık Emine, yönetmen Ömer Kavur'un ilk uzun metraj filmidir. Necla Nazır ve Serdar Gökhan'ın başrollerini paylaştığı filmin senaryosunu, tarihçi Turgut Özakman ve Ömer Kavur birlikte kaleme almıştır.
Bir dönem filmi olan Yatık Emine, Kavur'un bu türdeki tek filmidir. Filmde olaylar II. Meşrutiyet'in ilanından hemen sonra, 1909 yılında, Anadolu'nun ücra bir kasabasında geçmektedir. Asıl metindeki karamsar bakış filme de yansır; kasaba hikayedekine benzer şekilde kasvetli ve boğucu bir atmosfere sahiptir. Kasabalıların farklı olana hoyratlığı ilk bakışta kendini belli eder. Oldukça tutucu ve dar görüşlü insanların yaşadığı bir yerdir.
Modern bir kadının sessiz çığlığı.
Bu sebeple oraya gönderilen Emine, bir türlü kendini kabul ettiremez. Asıl hikayeden farklı olarak filmde fahişe olmasa bile, toplum tarafından o şekilde nitelenir. Ona yardım etmeye çalışan, özünde kasabalı olmayanların çabaları ise toplumsal baskı sebebiyle yetersiz kalır.
Facebook Yorumları