"Her çocuk Superman'i sever."
Kültürel bir ikonun geçmişi yeniden canlandırılıyor, özellikle de tüm dünyanın tanıdığı bir ikon. Mavi elbisesi, kırmızı pelerini ve göğsünde "Umut" anlamını taşıyan kocaman "S" harfi ile adalet ve özgürlük adına savaşmak için tutkulu bir süper-kahraman. Superman olmadan önceki tasviri ile tanışıyoruz. Gelecek ve kişisel kaygıları olan bu gencin, büyük potansiyelinin farkına varmadan önceki ruh hali çok iyi yansıtılıyor. Büyük güce ulaştığında ise olgunlukla başa çıkışını seyrediyoruz.
Gazeteci olarak iş başvurusuna, Louis Lane ile romantik ilişkisine, kısmi olarak Lex Luthor'un hayatını kurtarışına ve liseli Clark Kent'e kendini borçlu hissetmesine tanık oluyoruz. Kripton'dan dünyaya gönderilen bir bebeğin meteor yağmurundan kurtulup Smallville kasabasına, sonrasında The Daily Planet gazetecilik yıllarına ve karanlığı aydınlatma adına fedakarlık yapan sivil yurttaş Clark Kent'in yolculuğuna birlikte eşlik ediyoruz.
Böyle ikonik bir karakterin yeniden tasarlanması ve parlak ekrana uyarlanması, göz korkutucu ve endişe verici gibi duruyor.
Clark Kent, babası Jor-El'in kendisini dünyaya gönderdiği kaderi kucaklamaya daha yakındır. İnsanoğluna karşı düzenlenmiş sayısız tehdidi bertaraf etmek için her düzeyde gerçekleşen kucaklaşma, psikolojik, manevi, fiziksel ve içsel tüm ilişkiler, sevgiden kurtulma çabalarını tekrar tekrar devam ettiriyor. Evrilmesini doğru yapıp yapmadığına dair endişeleri ve yapmış olduğu hataları tekrarlama korkusu duyan fiziksel olarak güçlü, duygusal olarak güçsüz bir adam görmekteyiz.
Facebook Yorumları