Basit bir kaçırma olayından sonra gözaltına alınan, beşi de birbirinden yetenekli ve kendi alanlarında uzman sabıkalı, hiçbiri olaya bir anlam veremeden boş gözlerle birbirlerine bakmaktadır.

Birçok film meraklısı için, film tarihinin yeniden başladığı ve bittiği zaman 90'lardır.

Tanıdık hikaye, farklı son.

90'larda genç ve yetenekli yapımcılar, sinema salonlarını oldukça akılda kalan onlarca suç dramaları ile doldurdular. Belki de Tarantino veya Scorsese gibi gerçek ustaların etkisidir. Ya da dönemin yapımcıları Tv'de şiddet ile büyüdüler, kim bilir?

Genç yönetmen Bryan Singer'ın ikinci çalışması da dönem özelliğinin karanlık karakter çalışmasını bol küfür, yalan ve argoyla modifiye eder.

Öykü, büyük bir gemi patlaması sonrası yaralı Dean Keaton ile Kayser Soze arasında geçen kısa bir diyalog ile başlar; ardından Keaton ölür. Soruşturulan olayda sorgulanan Verbal Kint, bütün olayları patlama haftası öncesine doğru geriye dönük bir şekilde anlatır.

Her biri alanında uzman beş kişilik bir suç grubu, büyük bir soygun gerçekleştirmişlerdir. Bu soygunda anlaşılır ki çalınanlar, yer altı dünyasının efsanesi Kayser Soze'ye aittir. Ardından Soze, kendisine borçlu oldukları gerekçesiyle bu beşliye yeni bir iş verir. Ekibin bir gemiye saldırması, parayı alması ve içindekilerle birlikte gemiyi patlatması gerekmektedir.

Olağan Şüpheliler, tipik bir suç-polisiye hikayesi gibi görünür. Gizem yaratır ancak kendi sorularını yanıtlamaz. Hatta seyirciye birçoğu yanıltıcı olmak üzere çok sayıda bilgi verir. Sonunda, kötü adamın ortaya çıktığı o unutulmaz an izleyicide şok etkisi yaşatır. 

Bu gizemli kötü adamın şöhreti hakkında fikir vermek adına, hikayeci bir karakterin "Tanrıya inanıyorum ve beni korkutan tek şey Kayser Soze," sözlerini anlamak gerekir. Fakat bu hikayede gerçekten korkutucu olan tek şey, suçlunun en önemsiz şüpheli olmasıdır.

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Facebook Yorumları