Bir grup Amerikan askerinin II. Dünya Savaşı sırasında Japonların saldırısına karşı durmaya çalışmalarını anlatmış. Bu savaş, öyküsünün yanında kendi iç dünyasını da yansıtıyor.

Savaşın bilinen tüm heyecanını alır, entelektüel ve felsefi bir boyuta taşır.

Şu anda kendini yok etmeye çalışan bir Dünya'da yaşıyoruz.

Doğa, kendi içinde sürekli savaş halindedir. İnsanoğlunun bunu durdurmasının imkanı yok. İkonik film yapımcısı Terrence Malick, 1974'teki 'Kanlı Toprak' ve 1978'deki 'Cennet Günleri' adlı ilk iki uzun metraj filminde de açıkça görüldüğü gibi geleneksel bir hikaye anlatıcısı değil.

Malick 30 yılı aşkın süre boyunca özgün bir şey ortaya koyamadı; bu yüzden 1998 yılında savaş karşıtı filmi 'İnce Kırmızı Hat' piyasaya sürüldüğünde, bu filmi ve başarısını kutlaması için oldukça fazla sebep vardı. Tüm beklentileri yerine getiren Malick, kariyerinin yanı sıra türe kült sayılabilecek bir film armağan etmeyi de başarmıştı.

Klasik Hollywood yapımı savaş filmlerinin çoğundan sapan İnce Kırmızı Hat, hiç savaş sahnesi içermiyor ve dikkat çekici bir şekilde askeri dilden kaçınıyor. Bunun yerine daha kişisel ve zarif bir üslup sergiliyor. Doğa gibi.

Her şeyin yolunda gittiği başka bir Dünya yok. Sadece bu var işte...

II. Dünya Savaşı sırasında Guadalcanal'da savaşan bir grup Amerikalı erkeğin değişimlerinin, acı çekmelerinin ve kendileriyle ilgili önemli keşifler yapmalarının öyküsü.

Film Pasifik Adaları'nda Japonların ilerlemelerini durduracak olan, savaşta anahtar görevi görmüş çatışmalardan birini arkaplanına almış. Ama öykü bunun ötesinde, hayatta kalmak için savaşan korkunç stres altındaki insanların aralarında oluşan güçlü bağların çevresinde dolaşır.

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Facebook Yorumları