1986 yılında Güney Kore, askeri bir diktatörlük altındadır. Ülkede sansürler ve baskı her gün ağırlaşarak devam etmektedir. Bir gün vahşice bir cinayete kurban giden, tecavüze uğramış bir kadın bulunur.

"Bir dedektifin gözleri nasıl bir suçluyla suçsuzu ayıramaz?"

Bir seri katil, 1980'li yıllarda bir kasabayı tedirgin etmek için tam olarak doğru bir şehir ve doğru bir zaman seçmiştir.

Güney Kore'de askeri yönetimin hakim olduğu 1986 yılında yağmurlu havalarda cinayet işlemeyi seven bir psikopatın cinayetleri, ilk vakanın ardından kısa bir süre içinde seri bir durum haline gelir. Planlı ve programlı bir katil ve onu bulması için görevlendirilen plansız ve işlerini tamamen içgüdüsel yollarla halleden bir dedektif. Rutini ve prosedürleri işleyen yeni ortağıyla birlikte bu gizemin peşindedir.

Film, Seul yakınlarındaki küçük bir kasabada genç bir kadın cesedinin bulunmasıyla başlar. Davaya iki yerel dedektif, Park ve ortağı Jo gönderilmiştir. Park, suçluyu ve suçsuzu gözünden tanıyabilme yeteneğine sahip olmasıyla övünen bir polistir. Göz altında tutulan şüphelileri, güçlü bakışlarıyla korkutmaya çalışmaktan ve dövmekten hoşlanan agresif bir polistir. 

Birkaç başarısız ifade almanın ardından aslında yanlış şüphelileri sorguladıklarını ve olaydan uzaklaştıklarını ya da çözdüklerini düşündükleri bir anda meydanda gizemli birkaç ipucu belirmeye başlar: Öldürülen tüm kadınların üzerinde kırmızı bir elbise vardır ve katledildikleri gece yağmur yağmaktadır. Katil, cinayet işlediği her gün yerel bir radyo kanalına kartpostal yollayarak "Hüzünlü Mektup" parçasını istemektedir. "Bu ciddi ipuçları herhangi birinin bu adli süreçte doğru adamı bulmasına yardımı olacak mı?" Bu dava daha ne kadar sürecek? Ve yeni kurban kim?" gibi soruları merak ettiğimiz cevaplar eşliğinde geçen zaman dilimi o denli heyecan vericidir. Bu başka ülkeden gelmiş gerilim örneği, bir Kore polisiyesi olarak yerel dokuları ve ritmiyle verilen heyecan tarif edilemez oluyor.

"Sen de bizim gibi bir insan değil misin?"

Bu izole ve ağır ilerleyen kriminal işlemler bir seri katil için büyüleyici derecede güvenliksiz sosyal ortam. Tamamen gerçek bir hikayeye dayanan, Koreli film yapımcısı Bong Joon-Ho'un ele aldığı ve günümüze ustalıkla adapte edilmiş bir gerilim olan "Cinayet Günlüğü", bizleri merakla izleyeceğimiz bir kedi-fare oyunun içine doğru sürükler. Adli suç araştırma birimi, ağır ilerleyen bir dönemde. Hikayede dikkat çekilen örnekleri gibi, kurumsal ve teknik yetersizlikten dolayı yardım amaçlı Amerika ve Japonya'ya gönderilen örneklerin bazıları geç gelmekte ve bir çoğu işleme konulamadan geri gönderilmektedir. Suçlular için daha güvenilir bir hale geldiği, büyük şehirlerin dışında kasaba dedektiflerinin suçluları geleneksel ve içgüdüsel yollarla bulmaktan ve suçluları gözlerinden tanımaktan başka çareleri yoktur. 

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Facebook Yorumları