Genç bir kızın bakış açısıyla, I. Dünya Savaşı'ndan hemen önce Amerikan toplumundaki insanların yaşadığı sefaleti, umutsuzluğu ve bir avuç toprak için verilecek amansız mücadeleyi izliyoruz.

Bir an hareketsiz durup etrafınızdaki görsel güzelliği fark etmeniz gerektiği hakkında bir film.

Bazen yaşlı hissediyorum.

Cennet Günleri, neredeyse mükemmel bir filmdir. Peki neden neredeyse mükemmel? Neden mükemmel değil? Terrence Malick'in bilinçli olarak mükemmelliğe meydan okuduğunu iddia ediyorum. Filmin asıl odak noktası, yeryüzündeki mükemmelliğe sahip cennetin paylaşılamaması ve hırstan kaynaklanan trajik kusurlar.

Cennet Günleri, en çok gösterişli Teksas manzaraları ve Enni Marricone'in büyüleyici film müziğiyle hafızalara kazınmıştır. Film 1916'da başlar ve patronuyla yaşadığı ciddi bir tartışmanın ardından kız arkadaşı Abby ve -aynı zamanda filmin anlatıcısı olan- 12 yaşındaki kız kardeşi Linda ile Teksas'a kaçan Chicagolu çelik işçisi Bill'in hikayesini anlatır.

Tarlalarda uzun saatler boyunca çalışırlar; daha sonra yoksulluktan kurtulmaları için ani bir çözüm belirir. Bill, Abby'i görünüşe bakılırsa bir yıllık ömrü kalmış olan çiftçiyle evlenmeye teşvik eder. Fakat ihtiyar çiftçi yaşamaya devam eder ve hikaye bir kıskançlık ve İncil'dekini andıran felaketler trajedisine dönüşür.

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Facebook Yorumları