2029 yılının kıyamet sonrası Los Angeles sokaklarında Skynet adlı yapay zeka ürünü bilgisayar sistemi, 90'larda büyük bölümünü yok ettiği insan ırkının kurtulmayı başaran direnişçilere karşı savaşmaktadır.

Dinle ve anla artık! Şu 'Yok Edici' dışarıda cirit atıyor. Onunla pazarlık yapılamaz. O ikna edilemez. Onda acıma, nedamet ya da korku hisleri yoktur. Dahası, o kesinle durmayacak! Sen ölene kadar!

Arnold Schwarzenegger'i, yazması kolay telaffuzu bir o kadar zorlayıcı olan aktörü Holyywood'un zirvesine fırlatan film olma özelliği taşıyan "Yok Edici", hiçbir zaman niş bir izleyici kitlesinden fazlası için tasarlanmamıştır. Gerçekten de film, her ne kadar Orion Yapım için güzel bir kar sağlamış olsa da "gişe rekorları kıran film" olarak nitelendirilebilecek veya bunu haklı çıkaracak bir para kazanamamıştı. Ancak Terminatör, Amerika'nın bilim-kurguya olan iştahının zirvelerde olduğu ve ev-video devriminin azaldığı bir zamanda giriş yapmıştı. Her ne kadar sinema salonlarında büyük bir başarı sağlamış olsa da asıl devrimi, ev-video olarak yüksek bir rakama ulaşmasıydı.

Yönetmen James Cameron, yabancı "Yok edici"yi yöneterek ürününe sağlam bir pazar oluşturduğunda henüz filmografisinde "Titanic" ve "Avatar" filmleri yoktu. Filmin gücü, Matrix gibi, eylemi fikirlerle birleştirmesidir. Bu tekrardan kaçma, kovalamaca ve dövüş sahneleri için bir zihin okuma ve telepati kurma filmi değildir. 

Aksine zaman yolculuğunu ve içinde yer alan paradoksları içeren olay örgüsü, izleyicilerin neler olup bittiği hakkında bir fikre sahip olmalarını veya dikkat etmelerini gerektirir. Filmi 25 yıl önce izlediğimi ve sevmeme rağmen neler olduğunu anlamadığımı hatırlıyorum. Bu bana "Zindan Adası" ve "Yıldızlararası"nda da olmuştu. "Gelecekte Arnold'un babası bu adam mı?", "Çocuğun annesi kim?" gibi sorulara cevap bulmakta zorlanmıştım.

Yıl 1984'tür. Gecenin durgunluğu, gelecekten geçmişe açılan bir kapı yüzünden zaman içinde kesintiye uğrar. Bu kapı sayesinde 2029 yılından beri acımasız bir katil olan Terminatör gelir. Makinelere karşı insanların savaştığı gelecek dünya savaşında Terminatör'ün görevi, doğumundan önce insanların liderini ortadan kaldırmaktır. John Connor'ın annesi olan Sarah Connor'ı yok etme görevi alır. Ancak T800 kapıdan yararlanan tek kişi değildir. Ayrıca gönderilen ve John Connor'ın sağ kolu olan Kyle Reese, en nihai görev olarak Sarah'yı korumakla görevlendirilir.

I'll Be Back.

Acımasız Terminatör'den kaçan savunmasız Sarah ve Reese ile uzun bir kovalamaca ortaya çıkar. İlk başta Sarah, bulunmaya maruz kaldığına inanan Reese'e güvenmez. Ancak Terminatör bir polis karakolunu tahrip ettikten ve polislerin çoğunu öldürdükten sonra, Reese'e güvenmekten başka çaresi yoktur. Bu bağ bir romantizme dönüşür fakat Terminatör'den kaçmak, zamana ya da özel olması gereken şeylere çok az fırsat verir. Yine de, Cameron karakterleri ve onların ilişkilerini önemsemenizi sağlayacak bir yeteneğe sahiptir. Onları tanıtmak için çok fazla zaman harcanmaktadır. Daha ağır eylem, daha çok karakter odaklıdır.

1984'te son teknoloji ürünün anahtarı olan özel efektler, o gün tanımlanmıştır. Sunulan paradokslar, kaçınılmaz olarak herhangi bir zaman yolculuğu hikayesi için eğlence çekirdeğini oluşturur ve Terminatör bir istisna değildir. Bu durumda bir kişi, kişisel zaman çizgisi kırılmamış olduğu sürece doğmadan önce ölmüş olabilir. Böylece Reese, Terminatör'de kronikleşen olaylardan sonra dünyaya gelir ve doğumundan önceki bir tarihe geri döner. Onu geri gönderecek olan oğul babaya verilir ve doğmadan önce her şey "sona erdirilir". Bu, karmaşık bir zaman yolculuğu kavramı değildir.

Hasta la vista, baby.

Başlangıç olarak karşımıza az sayıda karakter / aktör eşleştirmesi çıkıyor ve Terminatör olarak Arnold Schwarzenegger ismi daha iyi duruyordu. 1984 yılında Bay Olimpiyat, sınırlı özelliklere sahip oyunculuk deneyimi ile "Conan" dahil çoğu kişinin dikkatini üzerine çeker. Heybetli görünüme sahip bir Yok Edici olan Arnold, az diyalog ile mükemmel bir resim yaratır. James Cameron, Arnold'ın negatiflerinin her birini güçlü hale getirdi ve bu süreçte onu Hollywood'un önüne attı. Böylece aksiyon filmleri için talep arttı.

James Cameron'ın "Yok Edici"de gösterdiği potansiyel gerilimin sürdürülebilmesi, hikaye ile harekete geçirilmesi ve aktörlerin onları tasvir etmesine rağmen zorlayıcı karakterler sunması, gelecekte çıkacak devam filmlerinde tam olarak gerçekleştirilecekti. Bununla birlikte film, yapımcısının sınırlı bütçesi ve stüdyo desteğine sahip olmadan yapabildikleri ile bazı yönlerden daha etkileyicidir. 

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Facebook Yorumları