"Merak etme, kontrolüm altındasın."
Yönetmen Leigh Whannel, kişisel intikama sahip hikayesini anlattığı çağdaş kaygıları akıllıca hedefleyen, şık bilim-kurgu gerilimini bir tık ileriye taşıdı. Harekete geçirilen bir zihne ve programlanmış bir bedene sahip insan ile program arasında "kendimizi yavaş yavaş teknolojiye entegre edilmiş halde gördüğümüzde aslında "insana" dair bir şeyleri kaybediyormuşuz gibi hissettiriyor." Biçim ve işlev her ne kadar geleneksel bir John Wick görünümüne sahip olsa da geleceğe ait bir dünya sunar.
Başlık olarak "intikam", çok müşteri çeken doğru bir tavırdır. Whannel, yirminci yüzyılın cesur şehrinin merkezinde, tek kişilik ordu-cyborg gerilimini bazı katil profillerini yükselterek sunar. Bir kazazede olan Gray, eşini öldüren insanlara karşı bir kahraman yaratmak isterken STEM adında bir motive unsuru ile tanışır. Bir nevi iç ses gibi. Münzevi bir milyarder mucitin, omurgasına yerleştirilecek deneysel bir AL implantına sahip olabileceğini kabul ettirmesinin ardından bacaklarının kontrolünü yeniden kazanır. Yeniden doğuş sahnesi... "STEM" adı verilen implant işe yarar ve Gray aniden yürümeye başlar. Bu bir mucize midir? Çılgın bir bilim insanının elindeki bu yeni teknolojinin -her ne kadar cazip bir görünüme sahip olsa da- kullanım kurallarını okumakta fayda var gibi görünüyor.
İlk sürpriz: STEM'in, Gray'in beyni ile Siri gibi iletişim kurabiliyor olması. İkincisi STEM'in, Gray'in kendisine izin verdiği andan itibaren kendi başına devam edebilmesine olanak sağlaması. Bir nevi otomatik pilota sahip bir beden ve iki kullanıcı. Gray, karısını öldüren kötü adamları bu ileri teknoloji sayesinde avlamaya başladığında STEM'in oldukça etkili olduğunu fark eder. Gray, eski ateşleyici düşüncelerini intikam fikri ile yeniden şekillendiren ve Cyborg görünümüne sahip olmayan alelade bir adam. O bir katil değil. O sadece STEM tarafından hareketleri kontrol edilen, acımasız bir beş boyutlu oyuncudur. Gray'in yüzü acımasız, dehşete kapılmış ve tabii ki biraz öfkelidir. En önemlisi, bizler için de makul bir sebebinin olmasıdır.
Öyle görünüyor ki Gray, kontrol altındayken insani kaygıların hiçbirine sahip değil. Bu yüzden vücudunun kontrolünü başkasının sağlaması, onu ahlaki açıdan da sorumsuz kılıyor. Birçoğumuz bunun hakkında düşünmek istemiyor. Belki de bu olanlar hakkında bir an kendini kötü hissediyor. Hatta bir noktadan sonra kendi ve düşmanı arasında gerçekleşen şiddetten gözünü kaçırıyor ve kendi kendine yaptığı şeyi izlemediğini yüz ifadesinden de rahatsız olduğunu fark ediyoruz. STEM, Gray'in öfkesinden ve nefretinden daha farklıdır ve bu farklılık bizleri de korkutuyor.
Facebook Yorumları