Yönetmen, bugünün gerçeklerini alıp geleceğe dair potansiyel bir "Son" yaratıyor.

Umut, bugünü değiştirme çabasıdır...

Bitti... Böyle olacağı belliydi, korkularımız ve açgözlülüğümüz dünyayı yaşanmaz bir hale getirdi. Dışarısı artık sorunlu kadın ve erkeklerle dolu kısır bir yer haline geldi. Yeni bir bebek dünyaya gelmeyeli tam 18 yıl oldu.

Son bebeğin doğumundan bu yana uzun yıllar geçti ve geçen yıl gezegendeki en genç insanın aniden öldürüldüğü haberini aldık. Ardından Londra'nın merkezinde büyük bir patlama gerçekleşti. Yoksa bu terör eyleminin ardında İngiliz Hükümeti mi var? İngiliz halkına yönelik bu kanlı eylem, devam eden idari baskıyı daha kuvvetli hale getirip tüm göçmenlerin bölgeden kovulmasını haklı çıkarmak için yaratılan bir korku senaryosu mu?

Hayatın kendine göre seçimleri varsa neden uğraşıyoruz?

Dünya'nın en genç insanı 18 yaşında ölmüştür. İnsan nesli artık tükenme tehlikesi ile karşı karşıyadır.  2027 yılı itibari ile Dünya, anlam verilemeyen olaylara sahne olmaktadır. Üreme diye bir şey artık gerçekleşmemektedir.  

Bu durum siyasi açıdan da tüm dengeleri sarsarken bir grup insan var oluşlarını akışa teslim etmiş, bir diğer grup ise olanları değiştirmenin mücadelesine soyunmuşlardır. Bu süreçte Büyük Britanya, yönetim biçimi olarak kullandığı askeri emperyalist sistemden ötürü kargaşaya engel olmayı başaran ve huzurunu koruyan tek ülke konumundadır. 

Yine de ülkeye girmek isteyen çok sayıda mülteci söz konusudur. Onların dramı da ayrı şekilde yaşanmaktadır. Theo, bu olaylar içerisinde geride duran bir bürokrat konumundayken bir gün ani bir şekilde kaçırılır. 

Son Umut, sosyal ve politik temalar üzerine eleştirinin ötesinde büyük yargılarda bulunmuyor; aksine kader ve şans üzerine daha fazla dikkat çekmek istiyor. Yaşamlarımızda bu iki tezatın aslında birbirlerini tamamladığı fikrinden yola çıkarak başarılı bir "Kıyamet Senaryosu" yaratıyor.