Hayao Miyazaki, içinizdeki çocuğun dışarı çıkmasını ve biraz oyun oynamasını sağlayacak döngüsel bir sanat eseri yaratmayı başarıyor.
Hiç bilmediğiniz karanlık bir tünele giriş yaptığınızı ve kendinizi hurdalarla ve atıklarla beslenen canavarların dünyasında buldunuz mu? yetkilileri arasanız iyi olur.
Yeteneksiz ellerde muhtemelen, Chihiro adında on yaşındaki bir kızın hikayesi ve Yubaba adlı bir cadı ile mücadelesi vasat bir masal anlatımımdan biraz daha fazlası olabilirdi. Ama bunun yerine, Hayao hikayeyi alır ve onu inanılmaz derecede zarif bir mitoloji dünyasına dönüştürür.
Ruhların Kaçışı Miyazaki'nin bir önceki eserlerine ve bir bütün olarak fantastik film türüne kıyasla ezber bozan özelliklerden biridir. Burada sunulan Mitoloji düzlemin çoğunlukla hiç görkemli olmamasıdır. Film şaşılacak sihirlere ve doğaüstü yaratıklara yer vermekle birlikte aynı zamanda kahramanın, cadı Yubaba'nın işlettiği hamamda farklı bir dünyayla karşılaşan on yaşındaki Chihiro'nun yürek parçalayıcı günlük varoluşuna da odaklanır.
Masal kitaplarında tarif edilen sihirli dünyalar genellikle bizimkinden daha tehlikelidir ve buralarda tuhaf ve korkunç yaratıklar yaşar ama bu sihirli alemlerin bir de önemli bir iyi tarafı vardır: döne dolaşa içine giren karakterlere çoğunlukla tacı kazanma prensesi kapma veya korkunç bir hatayı düzeltme şansı verilir. Fakat Ruhların Kaçışı'nda bunların hiçbiri olmaz.
Filmdeki bütün o mucize anlayışına rağmen Spirited Away'i diğer pek çok fantastik hikayeden daha dokunaklı kılan şey gerçeklik üzerine temellenmesi, yaşamın karanlık yönlerini örtbas etmeyi Reddetmesidir.
Facebook Yorumları