Farklı kültürlerden referans alan Matrix, yeni bir tür, teknoloji, felsefe, aksiyon, teoloji ve mistisizmin alegorik bir sunumudur.

Halüsinasyon savaşları. 

Ya gördüğümüz her şey bir hayalden ibaretse? Bu sokaklar, bu şehir, bu insanlar... Matrix, sadece zihinleri kontrol eden, bilgisayar tarafından yaratılan bir programdır. Siber Rüya, kısacası bugün gibi görünen yarın. Morpheus, insanlığın kurtarıcısı olarak Neo'yu düşünüyor.

Siberpace, Hi-tech, siper punk, hiper-gerçeklik... ve şu anda aklıma gelmeyen onlarca kavram ve onları anlatan sözcük. Tüm bunlar, içine girdiğimiz internet, yüksek teknoloji ve bilgi akımı çağının 21. yüzyıla damgasını vuracağını gösteren, yeni ufukların, sürpriz açılımların anahtar sözcükleri. Her çağ kendi kültürünü, her yüzyıl kendi dünyasını yaratır. 21. yüzyılın, bilgisi ve bilimi gibi sanatı da farklı olacak. Elbette sineması da.

Bilim kurgunun en gözde türlerden olmaya başladığı 70'li yıllardan beri bu yola döşenen taşların en sonuncusu ve tüm bu tarz filmler gibi alabildiğine garip bir öykü anlatıyor. Günümüzün görüntüsünü taşıyan bir dünyanın kendi halindeki yazılım şirketi görevlisi Neo, bir grup rastlantı sonucu aslında dünyamızın bir yüzyıl ötesini yaşadığını ve uzay kökenli, insan görünümlü makineler tarafından yönetildiğini fark eder. Gerçek insan olan ve insanlara özgürlüklerini, yaşamını geri vermeye çalışan kişilerle tanışır Neo.