Dikkate alınmaya değer bir merkezi çatışmayı zaferle sonuçlandırabilmek için okuduğun kitabı kapatıp bir kenara kaldırmalısın.

"Hiçbir kitap mutlu olmayı öğretmez."

Ünlü İngiliz yazar Penelope Fitzgerald'ın dünyaca tanınmış eseri, İspanyol yönetmen Isabel Coixet'in sayesinde beyaz perdeye uyarlıyor. 

Sessizlik ve sebat içinde bir kütüphanede geçen o eşsiz zamanın dinginliği tarif edilemez. Ta ki sorunlar kapıya dayanana dek. Artık halledilmesi gereken problemleri olan ve bunun için naif duruşundan fedakarlık yapmak zorunda kalan bir kitapçıyla tanışıyoruz.

Orta yaşlı bir dul olan Florence Green, eşini kaybetmesinin ardından hayalini kurmuş oldukları kitapçıyı açmaya karar verir. Londra'dan ayrılarak İngiltere'nin daha güneyinde, küçük bir sahil kasabası olan Hardborough'ta bir kitapçı açar. Daha fazla okuyabilmeleri için ödünç kitaplar vererek insanların daha çok kitaba ulaşabilme arzusuyla motive olur ve işleri bir üst seviyeye taşır. "O artık bir kütüphaneye sahiptir."

O hevesli bir okuyucudur ama yüzleşmesi gereken bir gerçek dünya vardır. Kütüphanesinin bulunduğu binanın dönüştürülmesi ve kendine yeni bir yer bulması gerekmektedir. Geriye sorulması gereken tek soru kalır: Kabul ederek boyun mu eğecek, yoksa mücadele mi edecektir? Eşiyle birlikte kurmuş oldukları hayali gerçekleştirmeyi başarmışken bu tür sorunların ortaya çıkacağını kim düşünebilirdi ki? Biz plan yapınca kader gülermiş, derler. Florence, her küçük esnafın yaşadığı bu sorunla nasıl yüzleşecek?

İspanyol yönetmen, İkinci Dünya Savaşı sonrası bombardıman uçaklarının artık etraflarda dolaşmadığı, biraz dram biraz romantizm tarzında ilerleyen bir hikaye anlatıyor ve bu anlatımı da Goya tarafından 'En İyi Film', 'En İyi Senaryo' ve 'En İyi Yönetmen' ödülü verilerek taçlandırılıyor. 

Bir kitapçı ve mülkünü lüks bir kültür merkezine kiralamak isteyen bir zengin. Orta ve üst sınıfın çatışmalarına defalarca tanık olduk ama bu sefer daha farklı bir çatışma ile karşı karşıyayız. 

"Teori ve Pratik."

Hikayeyi değerli kılan, arkasındaki gizem ve ne anlatmaya çalıştığını anladığımız anda gerçekleşiyor bu gizem. Karşımıza iki zıt karakter çıkıyor: Birisi evinde zaman geçirmeyi seven, dış dünyadan ve onun gürültüsünden kendisini soyutlamış, güncel ve sosyal olaylardan uzak, eline geçen her türlü kitabı okuyan Florence, diğeri tam aksi bir karaktere sahip olan Violet.

"Peri masalı dünyasından uzak, içinde bulunduğumuz dünyada yakın bir film."

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Facebook Yorumları