Görünmez olmanın yöntemini bulan ve bu sırrı kendi üzerinde deneyen bir bilim adamı, formülünün başarıya ulaştığını görür.

Ne kadar iyi eğitimli olursa olsun, herkesin içinde birtakım batıl inanç kalır.

Yüzü bandajlarla sarılı, gözleri koyu gözlüklerin ardında belirsizliğini koruyan ve elleri iç mekanda bile eldiven altında olan bu gizemli adam da kim? Onlarca koyunun, kuzunun ve keçinin belirdiği izbe bir kasabaya gelen bu misafir de kim? İlk başta mahcup ve utangaç tavırlarıyla kasaba sakinleri tarafından elim bir kaza kurbanı olarak benimsendi ama aslında onun bu gizemli görüntüsünün sebebi çok daha ürpertici bir boyuttaydı. Onu görünmez yapan bir deneyi başarılı bir şekilde geliştirdi; bu yeni süreç ve profesörün cinayete kadar sürüklenen kaderi, zihnini gitgide mahvedecek.

DVD'sinin arkasında yazan şey tam olarak bu ve filmin tamamı için oldukça belirleyici.

Hikayenin kendisi oldukça iyi ve eminim şehrin merkezinde panik halinde koşuşturan insanları tehdit eden bir görünmez adam düşüncesi, 1933'te çok korkutucuydu ancak bu günlerde çok daha iyi örneklerine şahit olan izleyici ve okuyucu kitlesi için gerilimini biraz yitirdiği söylenebilir. Görünmeyen Adam, muhtemelen her çocuğun hayatında en azından bir kez sahip olduğu görünmezlik arzusunun nasıl feci bir şeye dönüşebileceğini ve gerçekten görünmez olmanın insanı nasıl delirtebileceğini net bir şekilde gösteriyor. Film ayrıca dönem itibariyle bilimsel keşiflere de atıfta bulunmaktadır. Hayalini kurduğun şeylerin sonuçlarına dikkat etmeli ve her şeyi düşünmelisin. 

Hikayedeki en dikkat çekici detay, oldukça çılgın ve kötü bilim adamı Prof. Griffin'in uzun süren deneyinin sonuçlarıyla kendisinin yüzleşmesi, ardından da bir denek olarak ahlaktan yoksun olan bilim adamı Dr. Kemp ile yüzleşmesidir. Dr. Arthur Kemp, filmdeki en dikkatimi çeken kişiliğe ve performansa sahip karakter. Özellikle izlerken aklımda yer edinen şu repliği ile: "Asla kimseyi suçlamıyorum." 

Yara izlerine, şekil bozukluklarına, elle tutulabilecek olan bütün korkunç şeylere hazırlıklıydılar ama yokluğa değil!

Hikaye yine de karakter odaklıdır; bu, pek de muhtemel olmayan bir sonuçla karşı karşıya kalındığında, çaresizlik her tarafı sardığında bir insanın neler yapabileceğinden ziyade bir çıkmazın bir insana neler yapabileceği ile ilgilidir. Ve kitabın yazarı H. G. Wells'in veya film yapımcısı James Whale'nin de tam olarak değindiği budur. Klasik Amerika sineması ve hikayeleri büyük bilimsel makineler ve icatlarla ilgili değil, onunla karşı karşıya kalan insanlar hakkındadır. Karakterlerini pek olası olmayan durumlara iter ve nasıl davranacaklarını inceler. 

Karakterler ve gerçekleştirdikleri ilerleme, yönetmenin en seveceğiniz ayrıntılarından birisidir. Bu yüzden bu deneyim biraz korkutucu olsa da ilgi çekici bir gizeme ve çekiciliğe sahip olmayı devam ettirecek. Belki de "Görünmeyen Adam", "Yüzüklerin Efendisi" ve "Avatar"ın ardından gelen bir sonraki fantastik deneme, daha heyecan verici olacaktır.

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Facebook Yorumları