Kaptan Ozara Tsubasa'nın hedefi dünyadaki en iyi futbolcu olmak ve her dört yılda bir düzenlenen dünya kupasında oynamaktır.

İlk resmi futbol müsabakası 1885 yılında İngiltere'de oynanmış, geçen 100 yılı aşkın süredir de dünyanın en popüler sporu olmuştur. Önceki senelerde antrenörler futbolcuda hız, güç, teknik ve sadakate bakardı. Emperyalizm ve kapitalizmin işin içine girmesiyle futbolda büyük paralar dönmeye başlamış ve profesyonellik diye bir şey maalesef ortaya çıkmıştır.  Bu da futbolcu ve taraftar arasındaki bağı biraz olsun koparmış diyebiliriz çünkü piyasa büyük ve "Futbol oynadığım sürede ne koparırsam kârdır," mantalitesine sahip topçular hiç de haksız değiller aslında. Bu yüzden futboldan sadakat kelimesini çıkarıp yerine profesyonellik kelimesini koydular. Ama bu dediklerim Kaptan Tsubasa için geçerli değil. Topun ve futbolun onun için nerede yer aldığını izleyiciler bilirler; biz gelelim kaptanı tanımaya.

Kaptan Ozara Tsubasa'nın hedefi, dünyadaki en iyi futbolcu olmak ve her dört yılda bir düzenlenen dünya kupasında oynamaktır. Hikaye aslında en iyi futbol takımı olmaya çalıştıkları sırada, Tsubasa ve takım arkadaşlarının rakip üzerinde baskı kurması ve sonunda da dünya kupası için Japon milli takımında boş pozisyonlardan birini doldurmasını temel alır.

Taraftarlar için Tsubasa, 'Futbolun cennetten yollanan çocuğu'dur. Serinin başında futbola takıntılı fakat biraz küstah bir çocuk olan Tsubasa, annesiyle birlikte Nankatsu şehrine taşınır ve ilkokula burada başlar. Tsubasa henüz çok küçük yaşlarda sokakta top oynadığı esnada kendisini fark etmeyen kamyonun altında kalır; top, aslında ona yastık görevi yaparak hayatını kurtarmıştır. Ve bu olaydan sonra top ile özel bir bağ kurar; topu en iyi arkadaşı olarak görür.

"Bu anlattıklarımda ciddiyim." 

Ozara ailesi, Tsubasa'nın Ulusal Futbol Şampiyonu Shutetsu İlkokulu'na katılabilmesi için Nanhatsu'ya taşınmaya karar verir ve böylelikle, kaptanımızın mini seri hikayeleri de başlamış olur.

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Facebook Yorumları