"Burası Çukur ve burada hataya yer yok."

'İçerde' dizisiyle benzerlik taşıyan ve devam niteliğinde kabuğa sahip bir mini-seri olan Çukur, aralarındaki görsel benzerlik açısından tek değişiklik buradaki kirli sakallı figüran çete üyelerinin bir önceki yapımdan sayısal olarak daha fazla olmasıdır. Daha sert ve çekici arka plan müzikleri eşliğinde daha çok kurşunların sıkıldığı, daha çok argo giderlerin havalarda uçuştuğu ve daha çok takım elbisenin sırayla ütülenmek zorunda kalındığı bir yapım. Hikaye anlatımı ve aksiyonuna uyumlu karakter seçimleri ile güçlü ve cesur erkeklerin meydanlarda dolaşmalarına rağmen güçlü kadınların da gözümüze çarptığı ve kadın-erkek kurallarının önemli olduğu küçük bir semte ait bu 'Çukur'da önemli olan, evine helal ekmek götürme derdi yerine tamamen bölgede kontrolü sağlamak ve asayişin belirlediği kurallara karşı gelmektir.

Bu tür öykü ve temalarda -kadın aksiyonlarının hikayede değişiklik gösterdiğini her ne kadar görememiş olsak da- erkekler konuşur kadınlar dinler ve bu durum, TV'yi kapattığımızda da gerçek hayatlarımızda maalesef devam etmektedir. Birçok olumlu artının gözümüze çarptığı Çukur dizisinde kulaklarımıza hoş gelen melodi ve müziklerin geldiğini, kaybolmuş bir puzzle parçasını bizimle bulmaya çalışıyor gibi davranmasını ve karşılıklı soru -cevap ritminde ilerliyor gibi hal alması ise bize gelecek için yerele ait, başyapıt kalitesine sahip bir izlenim sunuyor.

Konusu, suç yapımlarına benzer şekilde yer altına ait ve bölgesel güç oluşumunun kişisel alanını koruma üzerine sahip bir hikaye anlatımıdır. Her ne kadar suç üzerine odaklı gibi görünse de yasal bölgesini korumaya çalışmak, aslında her T.C. vatandaşının asli görevidir. Güç ve isim odaklı bu hikayede Koçova Ailesi, İstanbul'un en belalı mahallelerinden birisi olan Çukur'da kontrolü kaybetmeye hiç de niyetleri olmayan bir ailedir ve bu ailenin en onurlu ve keskin kurallarından birisi de -Don Carleone Kuralları gibi bir kural olan- mahallelerinde uyuşturucu satımına izin vermemektir. Yamaç adındaki bir genç de yıllar önce mahallesini ve ailesini gerisinde bırakıp yeni bir hayat kurmak için ayrıldığı mahallesine geri döner. Vartolu ve Yamaç çatışması, çok kuvvetli ve bir o kadar kaliteli performanslar eşliğinde dizinin temelini oluşturur.

Çok fazla ulusal ve yerel drama içinde bu tarz bir ton ve kalite standartların üstünde duruyor. Aksiyon ve oyunculuklar göze çarpıyor, her ne kadar konsept bir senaryo izlenimi veriyor olsa da tamamen yerel bir uyarlamadır. Genel senaryosu merak uyandırıcı, şaşırtıcı ve hareketli duruyor. Ailenin geçmiş, gelecek ve günümüze ait parçalı hikayesinde, günümüzün kaliteli teknik desteği ve Hd görsel anlatımı ile sahneler arasındaki duygusal yoğunluk çok iyi hareket etmektedir.