"Sessiz olmayan bir zihnin var, bu yüzden durmadan kendinle savaşıyorsun."

Evet, yaratıcılığın farklılaştığı ve en üst seviyelere ulaştığı zihinsel bükülmelerle karşılaşıyoruz bu dizide. Çoğu Tv yapımlarının aksine tuhaf ve kendince gerçek bir ilerleyişe sahip ağır bir tonda ilerliyor ve kendinizi, bir psikiyatri kliniğinin içinde kadife deri yatağın üzerindeki bir hasta gibi hissetmenizi sağlıyor. Şizofreni ve depresyon, burada karşımızda beliren en önemli detay.

Bu görsel anlatı bir şizofreni dünyasına bakış açısı getiriyor. Sahnelerin daha fazla diyalog kullanabilecekleri noktalar varken daha eski moda orijinal bir anlatı ve modern dokunuşlarla bu sahneleri sessiz sessiz doldurmaya çalışıyor. Yaratıcı ekip ve oyuncu kadrosu iki farklı dünyayı -belki biraz da teknik olarak üç farklı dünyayı- gerçeklik ve yansımalarla birlikte bir araya getirerek çok iyi iş çıkarıyorlar. Lejyon, zihni zorlayan bir mini anlatı ve hikayeyi, bu türü seven izleyicinin anlayabileceği bir döngüde tutmak yerine onların bile anlayamayacağı farklı şablon ve temalarda sunuyor. Doğruları söylemek gerekirse fazla kafa karıştırıcı ve neden bizi bu kadar zorladığını anlamakta zorlanıyoruz.

Asıl amaç izleyicinin neler olduğunu anlamak için "her şeye" dikkat etmesini sağlamakken bu seri, bunu yapmak yerine sessizliği kullanıyor ve bu aşırı sessiz sahneler çok rahatsız edici bir hal sunuyor. Konsept, bilindik gerilimin dışında bir anlaşılmazlık sunmakta ve bu anlaşılmazlık umarım serinin başına bela açacak boyuta ulaşmaz ve Lejyon, izleyiciyle bir bağ kurabilir.

Daha çok kârâ dayalı stüdyo işi gibi yüksek beklentiyle girmiş olması özellikle istenmiş gibi durmakta. Yavaş tempolu bir gerilim yok. Zihninizin içine girip etrafını sarmak için birkaç bölümün ardından sahneler daha çabuk hareket ediyor ve işin içerisine yeşil perde girmesi de çok yerinde duruyor.

Şizofreni bir zihin, farklı bir bakış açısı ve beliren ilüzyonun zorlu ve gerçek oluşu çok kafa karıştırıcı, zorlayıcı ama bir o kadar da üst seviye duruyor.

Lejyon'u izlemeye sizleri davet ediyorum, şizofreniyi anlamayanlara biraz ışık tutmak için. İki şizofrenik insanın bir ilişki içinde olduğu zaman neler olduğunu, neler paylaştığını ve kendi dünyalarını anlatmaya çalışan çok kaliteli bir mini seri.