"Bir lider, nereye gittiğini bilmeden önderlik edemez."

Sonsuza  kadar cevaplanamamış sorulara yeni soru ve gizem katmaya yönelik bir şablona sahip Lost, gizemler sarmalına sahip ve bu karışık sarmal hikaye için büyük önem arz ediyor. Tüm dünyayı etkisi altına almış, zamanla herkesin cevabını merak ettiği ve ne ile karşılaşacaklarını kestiremedikleri bir gizem.

Son derece mülayim ve basit final sezonunu izledikten sonra büyük bir hayal kırıklığı yaşamış birisi olarak seri, ilerleyen bölümlerdeki kalitesini her zaman korumuştur. İlk sezonlarda sergilenen bu ikonik anlar, geçmişe bakıldığında anlamsızlaşıyor olsa da büyük resimde önemli olan oyuncular, öykü ve serpiştirilmiş bireysel performanslara dayalı karakterlerdir. Bu yüzden yazarlar, iyi bir son yerine iyi bir  hikaye sunma çabasına düşmüşlerdir.

Tüm gizemleri üzerine toplayan ve bize mini serilerden oluşan bir şov sunan, son bölümden sonra geride onlarca cevaplanmamış soru bırakan dizi, büyük bir bulmacayı gösterildiği gibi değil kendi belirlediği gibi sonuçlandırıyor. Derin ve zor bir bulmaca ciddiyetiyle Lost, kendi enigmasının ilgi çeken ağına bürünmüş ve tünelin sonundaki ışık için kimilerinin türlü türlü yakıştırmalarına olanak sunmuştur.

Seri içindeki karakterler temelde sorunun çevresinde dolaşıyorlar, bilmedikleri şeyler arıyorlar ve savaşıyorlar. Son sezonda izlemesi özellikle daha zor bir hal alan dizide yere basılan titrek ve ürkek ayaklar üzerindeki durumdan bir şeyler oluyor ya da olacak hissinin ortaya çıktığı anlar, aslında sadece belirli bir bölüm dışında henüz bilinmeyenlere atıfta bulunan bir gizem ve gerilim sunmakta.

Her şey karakterlere dayalıdır. Dizi, cevaplarla başa çıkmak konusundaki ilgisizliğini açıklıyor ve gizemli bir karakter oluşturuyor. Kendinize soru sorduğunuzda bu durum sadece yeni sorulara yol açıyor ve böyle büyüdükçe büyüyor.

815 numaralı uçak kazasının sonrasını anlatan diziyi, eğlence ve beklenti içinde izleyebilirsiniz çünkü bunu yapan en iyi serilerden birisidir.