Mükemmel bir cinayet planı Fransa'nın en büyük yönetmenlerinden birinin hikayesinde ters gider.
Bir kadın, kayıp bir silah ve bozuk bir asansör.
İdam Sehpası, klasik noir tarzında başlar: Florence bir telefon kulübesinde oldukça tutkulu bir dille karşısındaki kişiye "Ben de seni seviyorum; öyleyse bu gece yapalım," der...
Louis Melle'nin Amerika'da Elevator to the Gallows, başka yerlerde ise Lift to the Scaffold, gerçekte ise Ascenseur pour L'echafaud adıyla tanınan İdam Sehpası, Florence ve Julien adlı aşıklar ve Florence'in kocasını öldürme planları hakkında karanlık bir gerilimdir.
Julien'in suç mahallinden dönerken asansörde kalmasıyla birlikte mükemmel plan korkunç biçimde bozulur. Geceleyin Paris'in klostrofobik çekimleri filme noir bir hava katmakla birlikte Fransız Yeni Dalga'nın sinyalleri veren gerçekçilik hissini de beraberinde getirir. Aksiyona eşlik eden caz tarzındaki film müziği ise Miles Davis imzası taşımaktadır.
Tutku sözde bir suç hikayesi olmakla birlikte Melle, o unsurları hafifleterek güvensizlik ve kıskançlıkla ilgili bir hikaye yaratır. İki ana karakter de aslında mahsurdur; biri evliliğinin içinde, diğeri ise kıskançlığının.
Facebook Yorumları