Dönem: İkinci Dünya Savaşı, Yer: Fas. Efsanevi aktör Humphrey Bogart ve güzeller güzeli Ingrid Bergman'ın başrollerinde yer aldığı, romantik / filmlerin bu unutulmaz klasiği mutlaka arşivinizde yer almalı.

Casablanca, favori bir müzik albümü gibi: Ne kadar çok dinlersen o kadar çok keyif alırsın.

Savaşın gölgesi.

Kazablanka girmesi kolay ama arananlar listesindeyseniz çıkması zor bir şehirdir.

Rick Blaine'in dışarıda patlak veren II. Dünya Savaşı ile hiçbir ilgisi yok. O sadece Fransa'nın henüz işgal etmediği Kazablanka'daki 'Bar Americana'yı işleten tarafsız bir yatırımcıdır. 

Bir gün eski sevgilisi, direniş lideri Victor Laszlo ile birlikte kapıdan içeri girer. Ona karşı Rick Blaine mesafeli davranır ve alaycı bir üslupla "Dünyada onca kentte onca batakhane varken o benimkine geldi," der. 

IIsa ve Victor'un, Nazi devriyelerine yakalanmadan Casablanca'dan çıkmalarını sağlayabilecek tek kişi Rick'tir. İhtiyaç duydukları resmi belgeleri temin edecek ve böylece eski sevgilisi ve eşinin özgürlüğe giden  uçağa binmelerine yardım edecektir. "O uçağa bineceksin, ait olduğun yer orası."

Filmin sonunda Rick uzaklaşan uçağın arkasından bakar ve şöyle der: "Bu çılgın dünyada üç küçük insanın sorunlarının incir çekirdeğini doldurmadığını anlamak çok zor değil."

Oysa film, bu normal insanların sorunlarının, seyircinin aklına gelebilecek en güçlü şey olabileceğini Hissettirmeyi başarır.

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Facebook Yorumları