Bıçaklar Çekildi, ilk kareden son kareye kadar muhteşem bir elitist çatışma sunmaktadır.
Katil kim?
Ünlü suç romanı yazarı Agatha Christie kariyeri boyunca 60'tan fazla dedektif romanı yazdı. Birini vahşice öldürmenin her türlü yolunu düşündü: yılan zehrine batırılmış bir dart, yerinden oynatılmış bir taş levha, kimyasala batırılmış bir diş fırçası... Tüm bunları okuduktan sonra şu yüzyılda bizi tekrar ne şaşırtabilir ki? Belki de bu risk yüzünden cinayet-suç gizemi türü çok ilgisiz kaldı; yeni bir şey için heyecan duygusu yaratmak artık imkansız olmalı.
Agatha sanırım bu tür romanları yazarken çevresindeki insanları hiç önemsemedi. Ünlü polisiye yazarı insanlıktan uzak bir bakış açısıyla tüm yaşamını, para ya da zevk için öldüren sadist karakterler yaratarak kazandı. Hangi normal insan saatlerini odasına kapanıp ruhsuz insanlar yaratmak için harcar ki?
Suç türü genel itibariyle merkezi karakter etrafında hareket eder. Birkaç şüpheli karakter yaratır; genelde uşak katildir, en masum ve duygusal olarak en yıpranmış olan. Marta, o kalabalıkta zeki ya da duygusu karışık kişi olduğu için hareket eden en şüpheli karakterdir. Hikayenin geneli ilk çeyrekte gerçekleşir: "Roman yazarı Harlan Thrombey'in şüpheli ölümünden sorumlu kişi kim?" oyunu bu kalabalığın içinde hareket eder.
Bütün ipuçları cinayeti aile üyelerinden birinin işlediğini gösterir.
Bıçaklar Çekildi, günümüzde geçmişin kurallarına göre çekilmiş müthiş bir polisiye. Olay örgüsüyle ve aldığı virajlarla seyirciyi koltuğunda bir türlü rahat oturtmayan cinsten bir yapboz olmaktan ziyade, türü yenilemeyi ve günün politik atmosferine kafa yoran bir film olmayı tercih ediyor. İyi ki de öyle yapıyor.
Facebook Yorumları