Beş Vakit, ezan sesiyle birlikte üç çocuğun rastgele etrafa kaçışmalarıyla ilgili dağınık bir resim ile başlar.
İlkem: Küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymaktır.
Bazen aklıma gelen sorulara cevap bulabiliyor bazense bulamıyorum. Küçük bir çocukken, ailemin bana bazı soruların cevabı olmadığını söylediği zamanlar oldu. Ancak cevapları olamayabileceğini bildikten sonra bile, tüm soruların değerli olduğunu öğrendim. Dinimiz, ailemiz ve hatta kendimiz hakkında daha fazla şey keşfetmemize yardımcı olabilirler. Bu yüzden insanoğlu her zaman bilinmeyeni anlama arayışı içinde.
Reha Erdem yapımı Beş Vakit'te, ailelerin doğuştan gelen kuşak alışkanlıklarından kaynaklanan baskı altındaki iki erkek ve bir kız çocuğu açı çekmekte. Kozlu köyünde yer alan hikaye, içinde bulunduğu kültürün geleneklerini yansıtan ve ebeveynlerin kendi ebeveynlerinden kalma hataları nasıl tekrarladığını gösterir. Beş Vakit, sabah ezanı ile başlayan ve yatsı ezanı ile biten beş ayrı vakit halinde gösterilir ve zaman kavramı ezan sesiyle anlaşılır.
Nefretin maalesef bir ilacı yok.
Beş Vakit, fotoğraf albümü güzelliğinde bir ergenliğe geçiş öyküsü sunmakta bizlere. Çocuklara sadece büyükleri değil 'Zaman' da yardımcı olmaz çünkü taşra kuralı öyle olsa gerek, zaman oldukça ağır ilerliyor. Ezan köydeki hayatı dilimliyor, günü parçalara bölüyor. Bu haliyle ezan, dinsel bir gösterge değil saat görevi üstleniyor. Yavaş akan zaman hızla büyümek isteyen çocukların gerisinde kalıyor. Ezanın, günü beşe bölmesi çocuklar ve büyükler arasındaki bölünme ile de büyük paralellikler taşıyor.
Facebook Yorumları