Murat, Mıstık ve Artin terk edilmiş eski bir konakta yaşamaktadırlar. Sokaklarda günlük işler yaparak hayatlarını kazanmaya çalışırlar.

Bu film 61 yıl sonra, bugün bile duygusal mı? sanırım öyle.

1950 İstanbul'u nasıl anlatılabilirdi diye herhangi bir yönetmene soru olarak yönelttiğinizde aldığınız cevaplar değişik altyapıların, değişik sinema dillerinin ve kültürel bakışların bir karışımı olurdu. Ancak bilinen tek bir gerçek var, o da her yönetmenin geçmişe şimdiden bakarak hareket edeceğidir Günümüzün izleyicisi ile bir ilişki kurmanın tek yolu budur çünkü.

Örneğin "Tarkan"ın yönetmeni Tunç Başaran her ne kadar tüm detaylarda Ortaçağ kılıç savaşlarını geçmişte olduğu şekli ile canlandırsa da, film yapımının günümüzle bağlantı kurabilen detaylarını görebilmek oldukça mümkün. Oyunculuktan müziğe, öykünün aktarılışından modern film tekniklerinin kullanılışına geçmiş ile geleceğin karışımını görüyoruz. Bu nedenle Tarkan"a bir dönem filmi olarak baktığımızdda bu dönemden bir bakışla, o dönemin bir yanılsaması olarak tasarlandığını her karede net bir şekilde görebiliyoruz.

Siyah-beyaz, eski bir kamera ile çekilmiş 1950lerin İstanbul manzaralarından görüntüler göze çarpar hareketli hikaye  boyunca.

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Facebook Yorumları