"Farklı olanı kabullenmeden insan olamazsın."
Popüler kültürü farklı bir absürdlükle ele alan, döneminin en iyi komedi ve karakterlerine sahip bir mini anlatı. Bu büyük şovun popüler birkaç anlatıdan biri haline gelmesinde sosyal medyanın da aktif bir rolü olmuş. Gençler arasında dilden dile dolaşarak yerini yavaş yavaş üst sıralara çıkartıp kalışını sağlamlaştırmıştır. Bilindik anlatıların dışında oluşu ile sofistike bir lezzete sahip ve büyük bir kitleye ulaşma özelliğini elde etmiş mini öyküdür.
İşsiz bir genç, mahalleye bakan bir baba, bol bol pop kültür mitlerinin referans alınması ve meşhur bilindik edebiyat sunumları ile çoktan kültler arasındaki yerini almıştır ve hiçbir karakter, bunu istiyormuş gibi bir izlenim sunmamaktadır.
Hikayenin yüksek ilgi görmesinin ve listelerde üst sıralarda kendine yer edinmesinin başlıca sebeplerinden biri, yönetmen ve oyuncular arasındaki mükemmel uyumdur ve birlikte yönetip oynarken keyif alınmaktadır. Birçok farklı karakterin çok da ciddi olmayan durumları, tuhaf halleri, tavırları ve alakasız diyalogları ve saçma tepkileri ile ilerleyen bir düzlüğe sahiptir Leyla ile Mecnun.
Öykü ve karakterlerin öne çıkmasının ötesinde seriyi başarılı yapan diğer bir özellik ise medyanın ve toplumun yaşam biçimini ele alışı ve komik referansları sayesinde "ti"ye alan eleştirel sunumu ile normali anormal olarak seyircisine sunmasıdır.
Leyla ile Mecnun, kabuğu ve teması açısından paralel evrende ilerlemektedir. Kendi belirlediği genişlik ve çizgi seviyesinde mantık dışı ilerler. Tek yaptıkları keyifli vakit geçirmek ve eğlenmektir çünkü hikaye genel olarak realiteden uzaktır ve tek odağı mizahtır. Temponun ilerleyişinde absürdlüklerle durmadan karşılaşırız ve bunlardan birisi de Mecnun'un rüyalarına giren ak sakallı dede figürüdür. Bu ak sakallı dede, rüyasında Mecnun'a loto oynamasında yardım etmektedir ve Mecnun ile aynı yatağı paylaşmaktadır. Diğer bir absürdlük ise İsmail'dir. Çok parlak ve şık bir cekete sahip olan ama cebinde bir kuruş parası olmayan tuhaf bir işsizdir. Diğer absürd karakterleri ise saymakla bitiremeyeceğimiz aşikardır.
Klasik türk yaşam biçimi içerisinde, mahalleye uygun karakterler görmekteyiz ve onlar da Erdal Bakkal'ın dükkanının önündeki masada oturup birer çay içmektir.
Facebook Yorumları