"Fantastik hikayesi ve biten yolculuk sonrası sizleri, değişmiş duygularla baş başa bırakacak büyüleyici bir dünyaya sahip."

Sinemanın hep aynı türde hikayeler anlattığını ve bunların da azımsanmayacak bir sayıya ulaştığını hepimiz biliyoruz. Bu defa karşımıza çıkan animasyon, sayısız kez anlatılmış fantastik peri masalı görünümüne sahip olsa da büyülü dünyasının yeni ve farklı bir coğrafyaya ait yerel görünümü, o denli dikkat çekici. Biz sinema ve müzik sever yetişkinler için bu gece yatmadan önce anlatılan çocuk masalı ilgi çekici duruyor.

Filmler genelde rutin olarak bizleri başka bir dünyaya, başka bir yere ulaştırır. Farklı ve bazen çok büyüleyici bir yere, gözlerinizi bir saniye bile ayıramayacağınız bir yere... Tom Moore modern İrlanda'da geçen "Denizin Şarkısı" adlı eseri ile, bildiğimiz fantastik dünyayı ve çok zengin bir halk öyküsünü harmanlayarak hem teknik hem de edebi hikaye anlatımında çok daha büyüleyici bir animasyona imza atıyor.

Çocukların ve gençlerin yatmadan önce battaniyeyi çenesine kadar çektiği, mutlu sona sahip hikayelerden biri değil bu. O alışık olduğumuz mutlu sona sahip masallar, başka bir coğrafyanın destansı öykü anlatımları ile artık yetişkinlerin bile izlemek istediği şeylere dönüştü. "Karayip Korsanları" bir macera ve keşif hissi barındırırken, "Shrek'te" bir dev ve bir eşek arkadaşlığın anlamına önem verirken, "Avatar" yarı felçli bir gazinin mücadelesine dikkat çekerken, "Keloğlan" doğruluğu ve dürüstlüğü ilke edinen fakir bir gencin hikayesi anlatırken "Denizin Şarkısı", annelerini kaybetmiş mutsuz iki kardeşin acıklı hikayesine değinir. Annenin kızı Saoirse'yi doğururken ölmesi, küçük bir adada mutluluk içinde yaşayan tüm aileyi mutsuz eder. Bu tür hayal dünyaları, gerçekçi yaklaşıma sahip oldukları için milyonlarca insan tarafından ilgi görüyor ve izleniyor. "Denizin Şarkısı" da o dile ve görüntüye sahip. Kullandığı estetik çizgi ve dramatik melodileri ile hem dinlenmeyi hem de izlenmeyi hak eden ve sizlere dokunmayı başarabilen nadir yapımlardan biridir.

Öykü, eski ve ezbere bilinen büyülü keşif dünyasına farklı ve riskli yaklaşımıyla nasıl dikkat çekici bir şey yaratılabileceğini bizlere gösteriyor. İki küçük kardeş olan Ben ve Saoirse'nin küçük bir adanın tepesinde başlayan hikayesi, büyük anneleri ile birlikte daha güvenli bir yere taşınmalarıyla riskli bir hal alıyor gibi görünse de öz ve potansiyel keşif, Ben sayesinde ortaya çıkıyor. Bir gün kız kardeşinin, bir şarkısıyla tüm büyülü canlıları serbest bırakabilecek bir deniz perisi olduğunu fark eder. Bu iki küçük kardeş, en büyük korkularıyla yüzleşerek tüm sihirli varlıklar güçlerini tekrar kazanabilsinler diye kötü cadıya karşı savaşmak için zorlu bir yolculuğa çıkmak zorundadırlar.