Küçük bir bodrum katı ve sessiz kalmak için iyi bir sebep.

Ulusal basına göre Daha, kırık yapılardan ve geçiş öykülerinden yeterince geçtiğini iddia ediyor.

"Mültecilerin tanrıya olan inançlarını sorgulamasına sebebiyet veriyor, çok gerçek ve aşırı sertlikle bunu tekrarlıyor."

Ana karakter Daha ile babasının iletişimi ve iletişimsizliği ekranlara yansıyor ve filmdeki herkes mutsuz. Bir bodrum altı dünyası yönetmeninin bize gösterdiği karanlık bir gerilim. Onur Saylak'ın bodrumunda yaşayan canlı-ölülerin öfke ve korku içindeki suratları her ne kadar mor olsa da, bedenleri her ne kadar hareket halinde olsa da bu canlıların yaşadıklarına dair herhangi mantıksal bir belirti yok.

Filmdeki baba ve oğul, sahil kasaba yerleşkesinde kaçakçıların göçmenlerine yataklık yapılan yerde yaşamakta ve onları gözetlemekle geçimlerini sağlamaktadır. 14 yaşındaki Gaza'nın ve babasının o küçük aciz dünyalarına giriyoruz. Gaza her ne kadar babasından baskı yer gibi görünse de ilerideki tavırları ve psikolojik yaklaşımları karakteri sorgulamamıza sebebiyet veriyor. Kinyas ve Kayra'nın yazarı Hakan Günday'ın Daha adlı kitabından sinemaya uyarlanan ve çok da başarılı olan bu film, Onur Saylak'ın merceğinde kitap kadar sert ve karanlık olmuş.

Filmin bizlere göstermek ve anlatmak istediği aslında hepimizin hayatlarını birilerinin belirlediği... İlhamımızı ve gelecekte nasıl bir rol oynayacağımızı yansıtmak isteyen yönetmenin ana unsurlarından birisi de Saylak'ın insan yaşamı hakkındaki alaycı görüşü... "Her ne kadar göçmenlerin bir hikayesi yok gibi gözükse de" film, izleyicilerin anlatılmayan hikayelerle başa çıkması hissini uyandırmaktadır.

"Hepimiz suçlu olarak yaşıyoruz."

Göçmenler ve kaçakçılar tarafından doldurulan bir bodrum katı ile üstündekilerin hayatla ölüm arasında yakalanan uçsuz bucaksız ruhları... "Modern bir benzetme olarak çoğu zaman acımasız kader, kıyamet öncesi bize gösterilen modern düşüncelerimizle savaşıyor." Filmdeki mekan bize bütün renkleri göstermiyor, kapak açıldığında maalesef ki bodrum katının içine ışık girmiyor ve içerideki karanlık hiç değişmiyor. İnsanlık namına herhangi bir belirti de yoktur. Zaman zaman katı, sert, kuralcı kötülüklerle dolu ve kaotik bir dünyada yaşamak zorunda olan insanların, sadece hayatta kalabilme savaşıyla karşı karşıya kalmaları çok acı.

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Facebook Yorumları