David Fincher, ilk cinayetini 69 yılında California'da gerçekleştiren 70'lerin ilk yıllarına kadar 30'dan fazla kişiyi öldüren, kimliği hala tespit edilememiş San Fransisco medyasının Zodiac Killer adını taktığı şifreci katilin hikayesini anlatıyor.

Zodiac katili hiç bulunamadı: bu detay hala çözülememiş cinayet dosyalarıyla tekrar başa çıkmak için hassas bir zemin yaratıyor.

Suçla savaşmanın en zorlu olduğu yıllar: 1968

DNA inceleme yok, Faks makinesi, Cep telefonu veya e-posta yok.

Arka sokaklar veya Müge Anlı yok. Televizyon ekranının alt kısmında Son Dakika yok!

San Fransisco'da kendini Zodiac olarak tanıtan bir seri katil, mektuplar ve şifreli mesaj yoluyla polis ile dalga geçmektedir. Dedektif ve gazeteciler bu caniyi yakalamaya ant içmiş dört kişi, filmin asıl karakterleridir.

Katilin arkasında bıraktığı izleri takip eden takıntılı dört adam, ne yazık ki aslında katilin adımlarını izler biçimde şekillenmektedir. Bu katil yıllarca görünmedikten sonra yine ortaya çıktığında sadece öldürdüğü insanlar için değil tüm şehrin kabusu haline gelecektir.

Zodiac, polisiye türüne yeni bir soluk getiren başarılı bir örnektir. Kan ve şiddet gösterisine geçmek yerine bir gizemi sosyal bir çerçeveye oturtmayı tercih ediyor. Bu tavrı onu kolaycılığın tuzağından kurtardığı gibi, seri katil olumlaması yapmaktan da alıkoyuyor.

Sonuç olarak Zodiac, Se7en'a eşlik eden bir şey ve adalet için kişisel arayışların alaycı ve dünyevi yorgun görüntüsünü yansıtmakta.

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Facebook Yorumları