1890'lar New Englandı'nda bir deniz feneri bekçisi, emektar ortağının akli dengesini yitirmiş olabileceğinden şüphelenir. Ancak kendinin de sakladığı bazı sırlar var.

Deniz, rüzgar, sis ve hatta martılar bile tuhaf ve rahatsız edicidir. 

Bu günlerde sinema salonlarında orijin filmlerin olmamasından şikayet ediyorsanız The Lighthouse'u mutlaka seyretmelisiniz. Aslen Edgar Allan Poe'nun hiç bitmeyen kısa öyküsü The Light-house'dan esinlenen Robert Eggers"in ikinci filmi, kısa öyküye hiç benzemeyen kendi anlatım tarzına uygun bir şekilde çekildi.

35 mm siyah beyaz ve klasik tarzda çekilen The Lighthouse'da sadece bir deniz feneri ve iki sıradan adam var.

Ephraim, eski bir deniz fenerinin bekçisi Thomas Wake"in yeni asistanı olarak işe başlayan genç bir adamdır. Bu iki adam, zorlu çalışma şartlarına ve yalnızlığa uyum sağlamak için işe alındı. Görev dört hafta sürüyor ve genç Ephraimin yeni işi öğrenebilmesi için sadece üç haftası var. Görev olarak başlayan şey, kısa sürede tam bir kabusa dönüşecektir.

Eggers, 19. Yy New England denizci yaşamının verdiği hissi ustalıkla  sunabilmek için gotik ressam IJean Delville'in tablolarından faydalandı.

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Facebook Yorumları