Mete ve 40 çerisi...
Nefes, yakından tanıdığımız birinin cenazesine katılmak gibidir; her şey çevremizdekilere benzer ve etkileyicidir. Büyük beyaz ekrandaki sessizlik o kadar derindir ki patlamış mısır seslerini duyabilirsiniz. İnsanlar karanlık salondan ayrıldıklarında başları öne eğilmiş ağlıyorlardı. Belki bir cenaze töreni gibi değildi ancak 93'te başlayan kanlı eylemde ölenlerin yüzlerine çok benziyordu. Temsili bir cenaze gibi.
Milli duygularla ilgili hikayelerin birçoğundan farklı olarak, kahramanların daima hayatta kaldıkları ve mutlu sonlara şahit olduğumuz filmlerden biri değil; bu sefer yaşananların hepsi gerçek ve asla bir masal anlatmıyor.
Nefes, terörizmle ilgili bir hikayeve sadece bir şeyi değil, aksine birçok şeyi anlatır. Film başlar başlamaz ilk sahnesiyle gerçek bir dağ karakolunda olduğumuzu fark ederiz. Komutanın, nöbette uyuyan askerlere 'Eğer uyursan ölürsün, sen uyursan herkes ölür! diye bağırması, oldukça etkileyici ve askerliğini yapmış olanlar için oldukça tedirgin edicidir.
Uyursan ölürsün!
Yeni birliğin komutanı Mete Yüzbaşı, bir grup genç askeri içtima alanına tanışma niyetiyle toplar. Onlara içlerinden bazılarının bir süre sonra öleceklerini söyler; özellikle uyurlarsa, cansız bedenleri eve gönderildiğinde sadece analarının ağlayacağını hatırlatır. Kız arkadaşlarının olup olmadığını sorduğunda ve Evet cevabını aldığında da Artık yok, der, Vatanınız için savaşıp ölmenize birkaç gün Yas tuttuktan sonra yeni bir erkek arkadaş bulacak.
Facebook Yorumları