John Green’in en sevilen kitaplarından biri olan The Fault in Our Stars, New York Times Bestseller listesinde 1 numaraya kadar yükseldi ve birçok ülkenin çok satanlar listesinde haftalarca yer aldı.

Genç kuşağın hayat beklentisine uygun olmasa da gerçeğe sıkı sıkıya bağlı bir film.

İz bırakmak istiyorum.

Küçük bir kilise ortamında, üç arkadaş temsili bir cenaze töreni yapmak adına bir araya toplanır ve ceplerinden çıkardıkları küçük kağıtlara bakarak son konuşmalarını yaparlar. Biri kör, birinin bacakları yok, bir diğeri de oksijen tüpü taşıyor.

Her biri, hayatlarını sonlandıracak ölümün farkındadır. Her biri, kimsenin hayal edemeyeceği türden acılara dayanıklıdır. Bu hayat bir gencin hayal ettiği gibi olmasa da olan budur.

Aynı Yıldızın Altında, izlerken sizi hem güldürebilir hem de ağlatabilir ancak ikisini dengeleyen bu anlatım tarzı, filmi bu kadar etkileyici kılan asıl detaydır.

Cenaze törenleri geride kalanlar içindir.

John Green'in çok satanlar listesinde ilk sıralarda yer alan roman uyarlaması bu dokunaklı film, bir kanser destek ortamında tanışan ve aşık olan iki sıra dışı genci merkeze alıyor. Oksijen maskesine mahkum Hazel Grace, bedeninin yarısını kaybetmiş Augustus Waters ile tanışır. Birlikte, hayatın onlar için uygun gördüğü kader ile yüzleşirler. Neşe, öfke, heyecan ve hayal kırıklığını  keşfederler. Mizah, acıyı geçiştirme konusundaki tek silahlarıdır.

Filmden hoşlandıysanız lütfen kitabı da okuyun. Kitabı okuduysanız, kitap sanki biraz daha iyiydi demeye hazır olun.

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Facebook Yorumları