Genç bir adam babasını öldürme suçuyla yargılanmaktadır. 12 jüri üyesi tartışmak için bir odada toplanır.

Bu film, mükemmel olarak adlandırabileceğimiz nadir filmlerden biridir.

Suçlu, Suçlu, Suçlu... Suçsuz!

Küçük bir odadaki büyük bir masanın etrafına 12 adam oturur. Farklı geçmişleri, farklı meslekleri, kişilikleri ve ön yargıları olan 12 adam... Suçu birinci derece cinayet olarak sonuçlanan genç bir çocuk için nihai bir karar vermeleri adına görevlendirilmişlerdir. Eğer suçlu bulunursa cezası ölüm olacak. Görünürde net bir dava ama içlerinden biri ikna olmaz.

Sidney Lumet başyapıtı olarak dikkatleri üzerine çeken film, vizyona girdikten sonra tüm olumlu eleştirilere rağmen beklediğini bulamamış ve gişede büyük bir hayal kırıklığı yaratmıştı. 60 yıl sonrasında ise bir klasik olarak kabul edilmeyi başardı.

Olayı nereye çekerseniz çekin, ön yargı gerçeği her zaman saklar.

Geniş bir oyuncu kadrosuna sahip olan filmde oyuncuların her biri kendilerine verilen görevi fazlasıyla yerine getiriyor. Duygu değişimlerini, kararsızlıklarını, ön yargılarını, korkularını, kibirlerini ve değiştirilemez olduğuna inandıkları sabit düşüncelerini seyirciye öyle güzel yansıtıyorlar ki kendinizi, yargılanan gencin yerinde ya da genci yargılayan bu öfkeli insanların arasında hissediyorsunuz.

Adalet sistemine getirdiği eleştiriler, ön yargıların olumsuz sonuçlarını çarpıcı bir şekilde işlemesi, oyuncuların üstün performansı ve daha birçok küçük detayı ile tam bir kült statüsündedir. Hepsinden önemlisi filmin sahip olduğu insani ruh, sorgulayıcı ve küçük olasılıkları mümkün kılma yeteneği ile seyircisine empati ve olanlara farklı açılardan bakma erdemlerini de kazandırır nitelikte. 

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Facebook Yorumları